Premium Ads

Çorum'da 10 yıl önce hastalık nedeniyle chauffeurütü bırakmak zorunda kalan bir esnaf, eskilerini ve arızalı olan oyunakları tamir ediyor.

56 yaşındaki Hüseyin Karapekmez, Çorum'da yaşıyor. On yıl öncesinde hastalık nedeniyle şoförlüğün dışlanmak zorunda kaldı. Ardından Çorum'a bir işletme kuran Karapekmez, eskilik ve hasar görmüş arazi oyuncaklarını tamir etmekten hoşlandığını belirtti. Oyuncaklarının hepsini orijinal bileşimleri ile tekrardan çalıştırmayı başaran Karapekmez, günde tüm zamanının çoğunu bunun üzerinde geçiriyor. Meslektaşı olabilecek bir çırak bulamayan Karapekmez, yazılım uzmanlarıyla ortaklıktan yola çıkıp mesleğinin gelişimini sağlamaya istekte olduğunu anlattı; fakat herhangi bir yanıt almadığını da ekledi. İki kişiyi de ülkedeki bu iş alanında görebildiği Karapekmez, halkın oyuncaklarına ilgisinden dolayı ümitli olduklarından bahsetti çünkü bu tür ürünler pahalıdır.

Sen zaten askerde tamirci çalışmışsın ve şu an tamircilik becerilerin mevcut, gel buna da ek olarak bu konuyu öğrenelim diye söyledi.

10 yıl boyunca bozuk ve tamiri gereken oyuncakların servislenmesine ve canlandırılmasına devam eden 56 yaşındaki Hüseyin Karapekmez şöyle anlatıyor: "Neredeyse on yılı aşkındır bu meslekten yoksunsam değil. Necessity tarafından başladığımı ve hastalık sebebiyle sürdüğünü söylüyorum. Asıl olarak büyük araç sürücüsüydüm; tamircilik deneyimi olduğundan hem enstitümüz oldukça sağlamdır ve bu konuda kolay hareket ettirmekte olduk. Ancak yoğunluğu, kalp rahatsızlığı, yüksek şeker, kolestrol ve tansiyondan dolayı artık çalışmaktan men edilmeye başladım. Başlangıçta oyuncak satışlarıyla ilerledik. Eski parça ve malzeme satın alma amacıyla Ankara'ya gitmek istediğimizde 'Oyuncak Hastanesi' adında bir işletme sahibi ile tanıştık. Bu kişi bize şu şekilde hitap etti: ‘Bu iş çok maliyetli olabilir, az daha zehirlenebilirsin. Senin mevcut teknisyenliği olduğunu duymuştur ve ordanda aynı zamandaki göreviniz de tamircidir. Gel, size işleyişini göstereceğim.’ İki torba eşsiz malzeme verdiler, 'Verdiğim her türlü malzemeyi alın, bunları üretip altı hafta sonunda tekrar buluşalım,' demişler. Sürekli yeniden üretim sırasında, bazılarını çözmekte güçlük çekebildiği durumlarda çözüm bulmaya başladım ve dolayısıyla zaman içinde oyuncak hastaneleri haline geldim. Mağazanın isminide sağolsun, yardımına ev sahipliği yapan Abdullah abi'den aldım," dedi.

Türkiye'de sadece oyuncak tamirciliği yapan iki kişi olduğumuzu belirtmek gerekir.

Türkiye'de sadece oyuncak tamiriyle hayatını sürdüren ve bu konuda gelir elde etmekle yetinen iki kişi olduğuna söz veren Karapekmez şöyle dedi: "Son on yılda burada altıncı kez kapandı ve yerine hiçbir şey açılmasın. İnsanlar şimdi hemen internette satın alıyorlar çünkü çocuklarımız cep telefonlarıyla veya bilgiser üzerinde zaman geçiriyorlar; çok fazla oyuncak merkezi yok ki. Ben ise şu anda yaptığım oyuncak tamirciliği ile oldukça mutluluk duymaktayım. Bazı insanlar bana karışık şeyler getirecekken, bazısı başka sebeplerden dolayı gelebilecek ancak ben yalnızca oyuncak tamirim var. Tüm tipte oyuncakları tamirlıyorum - peluş oyuncaklardan başlayarak, kumandalı araçlardaki, ellerime düşeni yapan manuel oyuncaklardan uzayan uçakları ve gemileri de dahil olmak üzere." Karapekmez'e göre, tüm satılan oyuncakların sorunu çözebilmesini sağlama maddede bulunabilir çünkü bütün eksiklikleri değiştirmem gereken orijinal parçalara sahibim. Türkiye genelinde benzer durumu paylaşan sadece Ankara'da bulunan Abdullah Usta ve Çorum’dam ben olmaktayız. Ahşaptan yapılan oyuncakların tamirati hakkında konuşurken aynı zamanda boş vakte uyanıyorsam, ahşap malzemeden kendiselleştirilmiş zeka oyuncaklarını üretebildiğini belirtti.

Çorum'da bu işi gerçekleştirelim diye birçoğa teklif götürdüm, hepsi gülüverdi.

Mesleğini bırakacak bir çırak yetiştirmek istediğini kaydeden Usta, "Yaptığım bu işi, bulunduğum yer Çorum’da, çırak olarak öğrenmek isteyenlere, ’bana eğitim ver’ diyenlere öğretmek istiyorum. Üniversite bölümlerinden mekatronik, elektrik-elektronik bölümleri ve sanat okulları var. Fakat öğrencilerimiz bu konuda çok zayıf, geri planda duruyorlar, kimse gelmiyor. Kahvehanede oturuyorlar, iş öğrenmeye, bilgi edinmeye gelince, ’bunlar çok basit şeyler’ diye hakir görüp gelmiyorlar. Ama herkes bilir ki bir binaya çıkacaksak giriş katından başlamak gerekir. Çocuklara kartları gösteriyorum, ’bu kartları tanıyın, nasıl çalışır, çalışma sistemi nedir, eksikleri neler, neler yapılabilir, kendimiz kodlama yapsak’ diyorum. Bana, ’kodlama çok basit’ diyorlar. ’Gelin bir kodlama yapalım, malzemem var, arabanın birisini kodlayalım, Bluetooth’dan çalıştıralım’ diyorum. Çin’in oyuncak ihracatı, Türkiye’nin gayri safi milli hasılası kadar. ’Çorum’da bu işi yapalım’ diye birçok kişiye teklifte bulundum, güldüler" şeklinde konuştu.

Table of Contents [Close]
    Daha yeni Daha eski
    X
    X
    X